KKTC YENİDEN Mİ KURTARILMALI?

46 yıl geçti rahmetli Ecevit ve rahmetli Erbakan’ın siyasi olarak, Türk Silahlı Kuvvetlerinin de askeri olarak başarıyla gerçekleştirdiği harekâttan. Bugünlerde KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı gündeme gelmek için mi yoksa gerçek anlamda fikirlerini açığa vurması mı bilinmez ancak yaptığı açıklamalar ile tepki çekmeye devam etmektedir.

KKTC Cumhurbaşkanı, ilk olarak Barış Pınarı Harekâtını eleştirmişti ve Türkiye’nin komşularıyla arasını düzeltmesi gerektiğini ve Mısır ile de bozulan ilişkileri yeniden iyileştirmesi yönünde Amerikancı ve İngilizci bir tutum sergilemişti. Yeni açıklaması ise KKTC’nin, bağımsız olması gereken ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile ortak payda da buluşulan bir yapı olmalı şeklindeydi. Üstüne Türkiye’ye bağlanmanın korkunç olduğunu dile getirmiş, hem de bunların hepsini bir İngiliz gazetesine verdiği röportajda söylemiştir.

Asıl korkunç olan nedir biliyor musunuz? Şehit kanları ile sulanmış olan yavru vatanın şu an İngiliz veya Rum düşüncelerine paralel düşünceye sahip birine emanet edilmiş olmasıdır. Umarım yapılacak olan seçimlerde yerine gelecek kişi bu harabe düşüncelerden yavru vatanı kurtarır.

Açıklamasının bir kısmında ise ikinci bir Hatay olmak istemiyoruz ve bende yeni bir Tayfur Sökmen olmak istemiyorum demiş. Zaten olamazsınız böyle önemli, değerli bir vatansever. Unutulmamalıdır ki, Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Tayfur Sökmen’in büyük çabalarıyla Hatay yurt topraklarına katıldıysa ve bugün hala şanlı bayrağımız o topraklarda gururla dalgalanıyorsa, KKTC’de vatan topaklarımıza katılmış ve şanlı bayrağımız Ecevit, Erbakan, şehit ve gazilerimiz sayesinde dalgalanmaktadır.

Önümüzdeki bir başka problem ise bu konuda Sayın Dr. Emete Gözügüzelli hocanın basında ve twitter sayfasında paylaştığı röportajda ortaya çıkıyor. Şu an yerel basındaki söylemlerin değişimini açıklıyor. Mesela ‘’anavatan’’ diye söz edilirken ülkemiz için bunun yerine ‘’Türkiye’’ diyorlar. Bunun dışında ‘’Rum lider’’ yerine ‘’Rum başkan’’ deniliyor. ‘‘Ortak kültür, ortak barış, Kıbrıslılar’’ gibi söylemlerin KKTC halkına işlenmesi söz konusu.

Hocamızın bu değerlendirmeleri ve KKTC Cumhurbaşkanının açıklamalarıyla birleştiğinde sistemli bir saldırı olduğu görülmektedir. Genç nesiller, geçmişte yapılan zulümlerden haberdar olmadan, demokrasi, özgürlük, barış laflarıyla dünyanın her yerinde yaptıkları gibi kandırarak ülkemizle olan bağları koparmaya çalışmaları bu büyük tehlikeyi görmemiz ve önlem almamız için yeterli argümanlar veriyor bizlere.

KKTC bizim için sadece stratejik bir öneme sahip kara parçası olmakla kalmayıp, geçmiş ile olan bağlarımız, akrabalarımız, şehitlerimizin kanlarıyla suladığı toprak ve hala askerlik yapmaya gittiğimiz vatanımızın ta kendisidir.

Oluşturulan bu sistemli bağ koparma girişiminin başarılı olup olmadığını Nisan 2020 seçimlerinde göreceğiz. Ancak sonuç her ne olursa olsun bu tehlikeli girişimi bertaraf edecek ve Kıbrıs halkı ile olan bağlarımızı yeniden hatırlatıp, kuvvetlendirecek karşı girişimlerde bulunmalı ve yavru vatanı tekrar kurtarmalıyız. Görüşmek üzere…