Ortadoğuda oynanan oyunların sonunamı geldik acaba. Çok başarılı bir şekilde. Barış Pınarı harekatı devam ederken ve yıllardır ülkemize saldırılar düzenleyen terör örgütleri köşeye tam sıkışmışken birden bire bu terör örgütlerini destekleyen bu terör örgütlerine hertürlü destegi veren ABD ve RUSYA, Hükümetimize gelin masaya oturalım gelin müzakere edelim demeye başladılar. Önce ABD ile yapılan 13 maddelik mutakapat.Ardından Rusya ile yapılan 10 maddelik mutakapat. Bu mutakapatları okuyunca derin derin düşünmeye başladım. Kendi kendime sormaya başladım. Bu iki devletin akıllarında acaba hangi tilkilik var? Her iki ülke ile yapılan mutakapatı okuyunca: PYD ve YPG bir terör örgütüdür.Bu iki ülke yıllardır bu terör örgütünü koruyup kollayan hertürlü silah ve mühimatı veren kendileri.Şimdide bizden korumaya çalışyorlar. Her iki ülke ile yapılan mutakapı okuyunca.Bu terör örgütlerinin birdaha ülkeme saldırmayacaklarının birdaha terör eylemlerine kalkışmıyacaklarının garantisi yok. Ülkemizde yayın yapan ulusal kanallardaki yorumculara bakarsan, biz istedigimizi almışız. TV'lerdeki yorumculara bakınca donup kalıyorum. Şöyleki: Maaşallah o kadar biligililerki: Ülkemizin Dışişleri konusu olsun,Ekonomik konular olsun,İçgüvenlik olsun,Tarımdan enerjiye kısacası her konuda ama her konuda bilgi sahipleri.Sayılarını saysam topu topu 10 kişiyi geçmezler.Her kanalda hemen hemen hergün konuşuyorlar. Buradan Sn.Cumhurbaşkanımdan bir istegim olacak. Ülkeyi yönetmek için binlerce uzmanları Cumhurbaşkanlıgı sarayında boşuna tutuyorsunuz ve binlerce uzmana boşuna maaş veryorsunuz devleti yöneten olarak. Tv lerdeki bu topu topu 10 kişiyi saraya alın ülke yönetiminde size gerekli yardımları yapsınlar ve büyük bir tasarruf etmiş olursunuz.Bunu söyledikten sonra gelelim esas konumuza. Evet biz Barış pınarı harekatını durdurup iki ülkeyle yaptıgımız mutakapattan gerçekten istedigimizi aldıkmı? Benim tek çekincem: Vakti zamanında Anadoluda bir köyde yaşanmış denilen ve halk tarafından anlatılan bir hikaye aklıma geldi. Hikayemi dersiniz fıkramı dersiniz okuyunca kararı sizler verin. Hikaye bu ya: Anadoluda bir köyde yaşayan halkın yarısı Müsliman diger yarısıda Ermeni'imiş. Köy halkı yıllarca kardeşce dostca yaşayıp,kimse kimsenin dinine inancına karışmazmış. Köyde herkes tarafından çok sevilen birde Agop usta varmış.Agop usta herkesin gönlünde taht kurmuş ve sevilirmiş. Birgün köydeki müslimanlar kendi aralarında konuşup Agop ustayı camiye çagırmışlar. Agop usta camiye gelmiş. Camide Agop ustaya Yıllardır ayrı gayri yapmadan kardeşce yaşıyoruz bak 70 yaşına geldin.Gel bundan sonrada müsliman ol. Agop usta demişler. Agop ustada ben sizleri kırmam tamam deyip kelime-i şahaddet getirerek müsliman olmuş. Agop usta o gece vefat etmiş.Tabi müsliman oldugundan müsliman mezarlıgında defin işlemleri yapılmış.Herkes mezarlıktan evlerine gittikten sonra Agop'un mezarına annesi gelmiş. Mezarın başına oturup: Agop' um Agop'um arada kalan Agop'um demiş. Muhammed seni tanımaz akşam müsliman oldun.İsa seni kabul etmez dinden çıktın. Ahhh Agop' um Agop' um arada kalan Agop'um diye söylenmiş durmuş.
İşte benim çekingem korkum bu hikayede saklıdır.
Saygılarımla. |