Yazı Detayı
22 Haziran 2019 - Cumartesi 14:53
 
Cuma Namazının Düşündürdükleri
Prof. Dr. Ahmet Kıymaz
ahmetkiymaz@gmail.com
 
 

CUMA NAMAZININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Yazayım mı, yazmayım mı diye, çok düşündüm. Düşünmemin sebebi; yanlış anlaşılmak veya irade dışı da olsa okuyucularımı yanlış yönlendirmekten endişelenmem.

Ortalama 45 yıldır cuma namazlarını kaçırmamaya gayret etmekteyim. Cemaatle namaz kılmanın önemini bilmekle birlikte, özellikle Cuma namazlarında ve özellikle son yıllarda, ruhumun cuma namazı vaktinde çok da lezzet almadığını, her defasında daha fazla hissetmekteyim. Belki, teslimiyetteki eksikliğimden, belki de dünyalık telaşların baskısından... Belki de...

Bugünkü Cuma namazı da öncekilerden çok farklı olmadı, maalesef... Ankara'da Kocatepe Camii'nden naklen verilen vaaz, hiç mi hiç içimi açmadı. Kuru dinî söylem... Hem de hitabet niteliklerinden çok uzakta, sadece söylemiş olmanın mecburiyetinden doğmuş gibi ibadet ve ahlâkla ilgili bilgi aktarımı. Tonlama desen, monoton. Aynı düzeyde çıkışlar, aynı düzeyde inişler. Yürekten hissedilmeyen, anlatılan konularla ilgili ruhen kurulmayan bir bağlantının kötü sonucu. Vaaz boyunca, camideki cemaati izliyorum, kimisi duvara, kimisi kolona dayanmış yarı uyur vaziyette, gözleri kapalı insanlar... Kimisi, cep telefonunda gezintide; kimisi de boş gözlerle duvarlara, insanlara bakmakta...

 

VAAZLAR VE HUTBELER ETKİLİ DEĞİL!

Cuma ezanına müteakip hutbe vermek amacıyla hutbe yerine çıkan hocanın tavrı da maalesef aynı... Mikrofon olmasına rağmen, bağırarak hutbe vermekte... Her Cumaya gidişimde, isterim ki; kulaklarımın küfü temizlensin, ipeğimsi yansımalarla kulaklarım bayram etsin. Bu ruh coşkunluğu içinde, Yüce Rabbime yakarışım daha güçlensin, gönlüm daha zenginleşsin ve tövbelerim daha ihlaslı bir nitelik kazansın. Ama, maalesef, her cuma namazında bu isteklerimin  karşılığını bulamamanın üzüntüsünü yaşarım. Nitekim, bugün de talimat gereği hazırlanmış hutbe okundu. Hoca, sanki yürekten ifade ediyormuş gibi heyecanlı, fakat bir o kadar da yanlış vurgular ve tonlamalarla hutbesini sonlandırdı. Bunca hayatım boyunca etkisinde kaldığım hutbe sayısı belki beşi geçmedi; 45 yıllık cuma namazı geçmişimde...

 

LİYAKATLİ DİN ÂLİMLERİNE BÜYÜK İHTİYAÇ VAR!

Bir 30 Ağustos Bayramı'na denk gelen 1984 yılının Ağustos ayındaki ruhumun zevk aldığı, Bursa Ulucami'deki hutbe gibi hutbeleri yıllardır arıyor; lâkin bulamıyorum. Millî tarih, millî kültür bilgisi ve bilinciyle birlikte, ruhun derinliğinden gelen ihlas ve iman yansımasını, her camide ve her cemaatte aramaya hep devam ettim. Rahmetli Timurtaş Hoca'nın kasetten dinlediğim vaaz ve hutbelerini hep hayal ettim, bütün hocalarda... Din, hayattır; hayatın ta kendisidir. Siyaset üstü yaklaşımla siyaset, adalet, ahlâk ve toplumsal hayattan yansıma gerçeklerin dile getirildiği vaiz kürsülerini, hutbe kürsülerini hep aradım. Tecvidi düzgün, sesi güzel hocalarla çok karşılaştım; lâkin, âyet ve hadislerin içerdiği anlamları bilen, hayata uygulayan, particilik - mezhepçilik- tarikatçılık yapmayan hocaları ise çok az gördüm.

Bugün gittiğim cuma namazında, hoca hutbeden indi; namaz için cemaatin başına imam olarak geçti. 2. rekatın sonunda, sanki 1. rekatın sonundaymış gibi kıyama geçti; cemaatin hep birden "Allahu ekber" demesiyle, tekrar oturdu ve namazını sehiv secdesi ile tamamladı. O da insandır, o da hata yapabilir. Zaten, dinî hüküm gereği sehiv secdesi ile hata da giderilir. Allah esirgesin, ayıplamıyorum, kınamıyorum ve olumsuz gözle bakmıyorum. Bununla birlikte, ecdadın Sultanahmet, Ayasofya, Süleymaniye gibi camilerde görevlendirdiği âlimleri düşünüyorum. En az iki yabancı dil bilme, yüksek bir tedrisat ve liyakate uygun seçim...Vazgeçtim bunlardan, "İmam-hatipli olsun da ne olursa olsun." anlayışının hakim kılındığı bir liyakatsizlik dönemi...

 

SÖZÜM SİYASET ÜSTÜDÜR.

Aktif siyasetle meşgul olduğum dönemlerde bile, partiler üstü yaklaşımı hep önemsedim. MHP'de bulunduğum zamanlarda bile AK PARTİ'nin hizmetlerini ve Sayın ERDOĞAN'ın liderlik niteliklerini hep yazdım, konuştum. SÖZÜM, SİYASET ÜSTÜDÜR. Böyle anlaşılsın istiyorum. CHP döneminde, 1930'lu ve 1940'lı yıllarda dindarlara çok zulmedildi. Dini tedrisata sınırlar getirildi. AK PARTİ döneminde ise, din zarar gördü. Dindarlık adı altında münafıklığa geçit verildi. Başta takke, sırtta cüphe, elde tespih ihale kovalamacaları arttı. Dinden uzaklaşan, ateizmin çukuruna düşen gençler çoğaldı. Ve camiler arttı, cemaatlerin yürekleri ve beyinleri ise iğdiş edildi.

Kanaatim, düşüncem budur. Bu düşüncelerimde yanılmayı, yanılmış olmayı çok isterim. Akl-ı selim, ihlaslı Müslümanların gelecekten endişelenmesi de yanılmadığımı göstermektedir.

Şerlerin hayra tebdil olmasını, ülke ve millet olarak geleceğimizin yakın geçmişimden daha huzurlu bir sürece dönüşmesini temenni ediyorum.

 
Etiketler: Cuma, Namazının, Düşündürdükleri
Yorumlar
Ulusal Gazeteler
Yazarlar
Alıntı Yazarlar
Anketler
Bugün Seçim Olsa Hangi Partiye Oy Verirsiniz ?
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
93
80
1
3
30
34
2
Fenerbahçe
86
87
1
5
27
33
3
Trabzonspor
55
56
12
4
17
33
4
Beşiktaş
51
44
12
6
15
33
5
Başakşehir
49
44
12
7
14
33
6
Rizespor
48
43
13
6
14
33
7
Kasımpasa
46
55
13
7
13
33
8
Alanyaspor
45
43
10
12
11
33
9
Sivasspor
45
40
10
12
11
33
10
Antalyaspor
45
38
10
12
11
33
11
A.Demirspor
41
49
11
14
9
34
12
Samsunspor
39
37
14
9
10
33
13
Ankaragücü
37
40
12
13
8
33
14
Kayserispor
37
37
13
10
10
33
15
Konyaspor
36
34
13
12
8
33
16
Gaziantep FK
34
37
17
7
9
33
17
Hatayspor
33
37
14
12
7
33
18
Karagümrük
33
37
16
9
8
33
19
Pendikspor
30
37
17
9
7
33
20
İstanbulspor
16
26
22
7
4
33
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı